Almanya’da yaşayan ve kanser hastası olan kızının yanına gittiğinde fenalaşan ve Almanya’daki hastanelerin ardından, evinin bulunduğu Bursa dahil olmak üzere diğer kızının bulunduğu Çanakkale iline de giderek hastanelerde tedavi olmaya çalışan Hürmüz Canan Öncül, çareyi termal ve oksijen cenneti Güre beldesinde buldu. Dünyanın oksijen kalitesi bakımından 2. mekanı olan Kaz Dağları şifa dağıtıyor.
Kanındaki lökosit oranı yüzde 1 seviyelerine inen ve doktorların hayatını kaybetmesini muhtemel olarak gördüğü Hürmüz Canan Öncül, tavsiye üzerine Güre Hattuşa Termal Tesisleri’ne gitti. Termal turizmin ülkedeki en değerli işletmelerinin ulunduğu Güre beldesinde yaklaşık 1 ay geçiren Canan Öncül, tekerlekli sandalyede geldiği termal tesislerde 2 gün sonra ayağa kalktı. Güre’ye gelir gelmez yeniden hayata döndüklerini söyleyen Öncül, “Kanser olan kızımın yanına Almanya’ya gittim ve orada kanımdaki lökosit değeri sıfıra düştü. Almanya’da, Bursa’da ve Çanakkale’de hastanelere gittim. Doktorlar fazla yaşamaz dedi. Bir hafta yoğun bakımda kaldım. O günleri hiç hatırlamıyorum. Daha sonra Çanakkale’deki diğer kızımın yanına gittim ve ardından Balıkesir’in Edremit İlçesi’ne bağlı Güre beldesindeki Hattuşa Termal Tesisleri’ni buldum. Termal tesislere geldikten 2 gün sonra tekerlekli sandalyeden kurtuldum. Burada da hastanelerde kontrol altında tutuldum. Buraya geldikten 1 hafta sonra kanımdaki lökosit değerleri yükseldi ve artık yürüyorum ve arabamı bile kullanabiliyorum. Buradan ayrılamıyorum. Güre’de hayata yeniden döndüm. Burası bana can verdi. Çok şükür hayattayım. Dr. Nevzat Filiz’e, Hattuşa yönetimine, Güre Belediyesi’ne ve Cansev İlhan’a teşekkür ediyorum. Eşim Hüseyin ile birlikte Güre’ye yerleşip hayatımızın geri kalanını burada geçireceğiz” diye konuştu.
30.11.2011