Bölge çevre ilçe, belde başkanları ve CHP örgütleri yanı sıra bir çok köy ve mahalle muhtarları, sivil toplum kuruluşları temsilcileri de Yavuz' a destek için parti binasına gitti. Genel seçimler yaklaştıkça siyasette hareketleniyor. Balıkesir CHP Milletvekili Aday Adaylarından Edremit Anadolu Lisesi Emekli Müdürü Cemil Yavuz, Edremit CHP'de geniş katılımla düzenlenilen toplantıda niçin aday olduğunu açıkladı.

Cemil Yavuz yaptığı konuşmada, “Ortak bir demokratik amaç uğruna, ortak bir demokratik hedefimiz olan 12 Haziran seçimlerini kazanıp iktidar olmak adına, bugün, sözleştiğimiz bu saatte ve bu yerde toplanmak için kopup gelen aziz dostlarım, arkadaşlarım, kardeşlerim, hepinizi ayrı ayrı selamlıyorum. Şu veya bu sebepten dolayı, kendileri aramızda olamasa da bile, düşünceleriyle, gönülleriyle, yürekleri şu anda burada çarpan nice dostlarımıza da kucak dolusu selamlarımızı yolluyoruz.

Bizleri, yüreklerimize sığmayan heyecanla, içimizde büyüdükçe büyüyen umutla, burada toplayan o kadar çok sebebimiz var ki, saymakla bitmez, söylemekle tükenmez. Tek tek her birimizin, çoğumuzun, halk olarak, toplum olarak, bütün bir millet, koca bir memleket olarak, insan olarak, o kadar çok birikmiş dertlerimiz, sorunlarımız var ki; öylesine derin kaygılarımız, öylesine birikmiş endişelerimiz var ki; hangisini saymalı, hangi birini söylemeli?

Bütün bu dertlerin, endişelerin kaynağının, halkın, ülkenin, milletin başına dokuz yıldır bir kabus gibi çöken haramiler olduğunu hepimiz zaten biliyoruz. Bunda hiç kuşku yok. Sorunlar, dertler, endişeler, kaygılar da belli, ortada; sorumluları da ortada. Artık bildiklerimizi birbirimize tekrar etmenin yararı da yok. Bir yandan alabildiğine yoksulluk, bir yandan zam-zulüm; bir yandan sözde demokrasi uydurmaları, bir yandan baskılar, yıldırmalar, susturmalar, yalanlar, yalanlar… Daha neler neler?

Bunların hepsini, daha da çoğunu hepimiz ayrıntıları ile biliyoruz. Artık asıl yapılması gereken, asıl görevimiz, bütün bunların üstesinden, yine halkla birlikte, halkçılığımızla gelebilmektir. Dava bu. Evet, bütün dava, halkımızla buluşmak, buluşmak, buluşmak. Bütün dava, halkımızı, yaşadığı bunca sıkıntı ve sorun varken, bu dertleri başlarına, ülkenin başına kimlerin açtığı konusunda onları ikna edebilmektir. Yetmez.

Yine dava, bütün, emeği ile yaşamaya çalışanların, emekçi sınıfının, esnafın, gözden çıkarılarak dışlanan emeklilerin, işsiz bırakılanların, hayata küstürülen gençlerin, kadınların yegane adresinin "burası" olduğuna onları inandırabilmek ve ikna edebilmektir. Bütün dava, yoksulların, kimsesizlerin, itilip kakılmışların yani mutsuz çoğunluğun, insanca yaşama güvencesine kavuşturulacağı "halkın iktidarına" inandırılabilmesidir.

Dava, hep muhtaç yoksul durumda bırakılan milyonların, iaşeler dağıtarak kırılan gururlarını, çiğnenen onurlarını halkın iktidarında sahip olacakları ‘aile sigortası’ sayesinde fazlası ile geri alacaklarına, o milyonları inandırıp ikna edebilmektir.

Gözlerimizin içine baka baka, yalanın doğru gibi anlatıldığı bu şartlarda, en büyük ve tek çare, bu yalanlarla teslim alınan milyonları gerçeklerle buluşturmaktır. Milyonlarca emeklinin aylıklarında büyük artış sağlayacak olan ‘intibak yasası’ ile düşük emekli aylıklarının fazlası ile arttırılacağına, aralarındaki eşitsizliğin ortadan kaldırılacağına, emeklilerimizi inandırmaktır dava.

Memleketin milli geliri arttığında, bugün bu artıştan emeklilere pay vermeyip, onları bu artışın dışında bırakanlardan, oyları ile hesap sorulmasına, "halkın iktidarı"nda da bu hakkı elde edeceklerine emeklilerimizi kesinlikle inandırabilmektir dava. "Halkın iktidarı", özbe öz kendi iktidarları için desteklerini kazanabilmektir.

Bin bir çile, ağır masraf ve inanılmaz emeklerle üretilip, üretene zehir edilen akan altınımız zeytin yağı üzerindeki siyasi destekli inanılmaz sömürü tuzağının halkın iktidarında mutlaka kırılacağına, zeytinciyi inandırmaktır, onların desteklerini ve güvenlerini kazanabilmektir dava. Hayvanları başlarına dert, ürettikleri süt zehir olan köylülerimizle etle tırnak gibi olabilmektir dava.

Cumhuriyetle kazandırılan orman köylüsü statüsü ellerinden alınan, şimdilerde ormanlardan kovulan orman köylülerimizle sarmaş dolaş olabilmek; taşeron işçi köleliğinin halkın iktidarında tarihe karışacağı konusunda onların da güvenini kazanabilmektir dava. Okumasa dert, okusa bir başka dert olan, amaçsız, idealsiz bırakılan gençlerimizle birlikte yürüyebilmektir dava.

Çocuklarına sadece sınav kazandırmak için, para tuzaklarına mahkum edilen, çaresizlik içinde kıvrandırılan anneler-babaların da hacet kapısı olabilmektir dava. Yetmez. Genel başkanın açtığı yolda, başlattığı seferberlikte, her birimizin, bir "dava neferi" gibi olabilmektir dava.

Tasada, kıvançta hep beraber diyebilmek, hep birlikte olabilmektir dava. Dertleri dert edinebilmektir dava. Her şeyin tanınmaz hale geldiği bu alaca karanlıkta, ya yeni bir yol bulabilmek ya da yeni bir yol açabilmektir dava. Bu düşünce, bu inanç ve bu kararlılıkla, 12 Haziran’ı mutlak "kazanmaya" yürümektir dava. Eski, eskide kaldı. Yeniye dair söz söyleyebilmektir, söz verebilmektir dava.

Ben, Cemil Yavuz, bir eğitim insanı kimliğimle, zaten hepinizden, herkesten, halkımdan doğal bir parçayım. Ben halkım. Başarımızın, kazanmamızın tek yolu, tek şartı halkımızla yan yana, iç içe, omuz omuza, olabilmek, onlarla omuz omuza yürüyebilmektir. Her yerde, hep beraber diyebilmek; "Sözde değil, özde halkçı" olabilmektir. Genel Başkanımızın ısrarla, üzerine basa basa yürüdüğü, gerçekten halkçı yolda, halkla birlikte-halkın partisi öncülüğünde, halkın iktidarını kurmak için ben de çıktım bu yola.

Zeytinli-Edremit’ten, Ayvalık’a Bandırma’ya Erdek’e; Dursunbey’den, Bigadiç’e, Savaştepe-Gönen’e, Balya Balıkesir’e uzanan halkın ortak sesini Ankara’ya taşımak, bastırılan çığlığını Ankara’da haykırmak için koyuldum yola. Ne malım mülküm, servetim; ne güvendiğim birilerim olmadan; ama halktan, sizden olarak para değil, emek harcayarak çıktım yola.

Kişisel tarihim, hepinizin ortak tarihidir. Şimdi sıra "ortak sesimizi" de yaratmaktır. Bunun için buradayım, sizinleyim, yollardayım. Kendisine yabancı olan iktidarlara yakın durmak varken; Atatürk Cumhuriyeti, çağdaş demokrasi, emek değerleri uğruna hep muhalif kalmanın on yıllardır hem onurunu hem de kahrını yüreğinde yan yana büyüten, bu uğurda çile çekip, ter döken ama hep verip hiç istemeyen siz değerli parti emekçileri, bu ses, ortak sesimizdir.

Ülkemiz için, demokrasimiz, hepimiz için kritik olan bu seçimlerde, CHP Balıkesir Milletvekilliği Aday Adayı olarak, Zeytinli Beldesi’nden çıktığım bu yolda, olanca kararlılığımla karşınızdayım. Halkla birlikte, halkın iktidarını kurabilmek için, artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır bizim için. Milletvekilliğimiz, milletvekillerimiz de. Buradan sizlere öneriyorum, sizlerle paylaşıyorum ki, milletvekilliği, ne bir makam ne bir mevkidir benim için. Dört yıllık verilen geçici bir görevdir halk için, ülke için. İçinizden biri olarak, nasıl isem karşınızda, öyle kalmaktır başkalaşmadan, yabancılaşmadan. Nasıl gönderilirsem Ankara’ya, öyle dönmektir yeniden aranıza.

Hepimizin ortak vicdanındaki o milletvekili olup öyle kalabilmektir sonuna kadar. Milletvekilliğini asla, kişisel bir konfor aracı olarak görmeden, kişisel bir kalkınma yolu olarak da kullanmadan, sonuna kadar. Kısmet olur da yazarlarsa vekillik maaşı, en başından taahhüt etmektir paylaşmayı kararım. Şimdi, şu anda, yaşam tarzım ne ise; değiştirmeden zerre kadar, siz kalabilmek sonuna kadar. Ne araba olsun en lüksünden, ne de ev haşmetlisinden. İstemez, olmaz olsun geçici olan; taht kurmaktır gönlünüze muradım, en incesinden. Önerdiğim sizlere, sözde değil özde kalmaktır halkçı.

Halkın iktidarını kurma yolunda, tuzu kuruluk değil, halktan biri olabilmektir sözümüzle özümüz. Aday adaylığından başlayıp adayları olarak partimizin, halka dönük yüzü olup, halk olacağız zafere kadar. Halkla bölüşeceğiz hakkımız olanı. Ankara’yı değil, sizin yanınızı mekan tutmaktır sonuna kadar. Bitince Ankara’da iş, dönmektir bağrına bekleyenlerin.

Çevresinde dört dönülen değil, çevresinde dört döndüğüm sizlerin bağrına, ocağına, yanına. Yerim lüks yerler değil, şoförler kahvesi, hamal kardeşlerin köşesi, Tuzcu Murat’ı, Roman mahallesi ve İbrahimcesi… Asla, "Ne olursa olsun, ille de vekillik olsun" hevesine ve hırsına kapılmaksızın, ülkemizin, cumhuriyet ve demokrasimizin, emeğin, emekçinin, hepimizin içine düşürüldüğü kör girdaptan çıkarılması yolunda, durumdan kendi adıma vazife çıkarmamdır sebebim.

Kişisel tarihim boyunca, toplumsal olan her alanda, "üstüne vazife olmayan" işler dedikleri haklı işlerle uğraşan sizler gibi nice adsızdan biri olarak, bir kez daha aynısının tekrarı ile yükümlenmiş olarak çıktım yola. 78 Kuşağından olup, onların dünyayı değiştirme hayallerinin itici gücüyle çıktığım bu yolda yine ve yeniden emek, demokrasi, barış ve aydınlıktan yana ilkeler ışığında bu sürece müdahil oldum. Milletvekilliği aday adayınız olmakla, her şeyden önce bir eğitimci-eğitim emekçisi, sonra da yazar gazeteci olarak şu anda buradan, Edremit Körfezi'nden verdiğim bu ses, nice adsızların ortak sesidir. Ortalama insan vicdanının, sağduyunun ortak sesidir bu ses.

Çok şey değil, doğru şey istemenin ortak sesidir.Bir "şeyhler" olmak istemenin değil, bir şeyler yaratmak, yapmak istemenin sesidir. Et derdinde olmanın değil, can derdinde olmanın ortak sesidir. Hep yukarılarda olanların ve öyle olmak istemenin değil, en alttakilerin ortak sesidir. Her alanda, her yerde, kendi içimizde de, itilip kakılmışların otak sesidir. Bütün partimiz emekçilerinin, üye olsun olmasın bütün adsız partililerimizin ortak sesidir.

En aşağılardaki haklı endişenin, bitmeyen özverinin, yeşeren umudun ortak sesidir. Ne olursa olsun, ille de vekillik olsun yerine; Ne olursa olsun CHP iktidar olsun" diyebilmenin ortak sesidir. Bu ortak sesle çıktığım yolda, para değil emek harcayarak, yürek koyarak, dişle tırnakla kazarak; yıkarak değil yaparak, kırıp dökerek değil, derip toplayarak; tüketerek değil üreterek; var olanla değil artarak, çoğalarak yürümek, yürümek, yürümektir kararım.

Bu ses hepimizin sesi, ortak sesimizdir. Son olarak, bu kararımda beni cesaretlendiren sevgili partili arkadaşlarıma, yoldaşlarıma, sivil toplum örgütlerine ve sendika başkanlarına, Balıkesirli hemşerilerime, hepinize en derin saygılarımı ve sevgilerimi sunuyorum" dedi.

Yavuz' un sözleri sık sık alkışlarla kesilirken, CHP Örgütleri, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ilçe ve belde başkanları, köy ve mahalle muhtarları, sivil toplum kuruluşları temsilcileri, üyeleri ve yoğun partililerin katılımı dikkat çekti.

17.03.2011